Hani eşkıya deyince saçı sakalına karışmış, pejmürde kıyafetli, acayip giyimli vahşi birileri gelir ya insanın aklına o yüzden gördüğüm manzara beni iyice şakına çevirmişti. Selahattin o günlerin modasına uygun üç düğme ceket, dar paça pantolonu, yani ütülü takım elbisesiyle, gayet şık paltosuyla eşkıya değil bir şehir beyefendisi gibiydi. Onun için sandalyede oturmasını istemiştim. Çünkü ben pijamalarımla duruyordum.

Ben neredeyse kendimden geçmiş şaşkın bakarken, bakracı masaya koydu. Eti bana uzatırken:

“Hocam ben sana teşekkür etmeye geldim. Benim adamlarımı okula almış ve jandarmayla anlaşmalarına yardımcı olmuşsun” deyince iyice rahatladım. Sandalyeye buyur ettim.

“Hayır, orası senin yerin” deyip geçip yere oturdu.

Gazyağının azaldığını görünce aslında kasım ayı başlarında kaldırmıştım gazocağını. Ama bu özel misafir için gazocağını çıkararak hemen çay koydum. Çay içerken biraz sohbet ettik. Herhangi bir sorunum olursa kendisine bir haber uçurmamın yeterli olduğunu söyledi. Sanki dağların fatihi Sulho o değildi. Alçak gönüllü, samimi ve saygılıydı. 40-50 dakika kadar sohbetten sonra müsaade isteyip çıkıp gitti.

Ertesi gün öğrencilerimin hepsi de okula geldi. Ne devamsızlık sorunum kaldı ne de köylülerle bir sorunum kaldı. Bu olaydan sonra köylüler beni köyden ve kendilerinden birisi olarak kabul ederken, ben onları oldukları gibi, onlar da beni kimlik ve kişilik farklılıklarımla olduğum gibi kabul ediyorlardı. Aslında çok iyi insanlardı. Bundan sonraki bir buçuk yılı onlarla köyün bir ferdi gibi sevgi ve saygımızı kaybetmeden kardeşçe geçirdik. 1966 yılı Mayıs sonlarında beni uğurlarken de köylerinden birisini askere ya da Almanya’ya uğurlar gibi uğurlamışlardı.

Okulun anıları biter mi hiç. Başka bir gün ekmeğim bitip fırtına bitmeyince tam bir hafta çiğ patates yiyerek hayata tutunmaya çalıştığım günleri anımsıyordum ki, Karayazı’ya geldiğimizi fark ettim ve Zorova’daki yıkılmış okulumun hayali odasından ancak o zaman çıkabildim. Aklım fikrim anılar.

YARINLARDA ANILAR

Oysa insan yarınlarında

Bu denli saygısız olmamalı anılarına

Örneğin: tutup gaz lambasını saklamalı

Lambanın bacasından sigarasını ateşlerken

Saçlarının ütülenişine anı.

 

Gecede bin bir kadın kurduğu

Keçeleşen eski döşeğini saklamalı…

Özgürce dolaştığı hayal ülkelerindeki

Melekleşen hayal kadınların

Karanlık saç demetlerine

Sıcacık bir yuva olsun diye.

 

Sonra da tutup tabakasını saklamalı

Hoş içimli Muş Tütünlerinden dolanan

Sigaraların sevincine

Yarınlar anıları unutturmamalı.

04.05.1966 Zorova (Yalnızlık, Gece ve Karlar’dan)