MASONLUK
Dünyanın pek çok ülkesinde dışa kapalı bir örgüt olarak etkinlik gösteren, masonlara göre masonluk, bütün insanlar için ortak koşulan insanlık ülküsü noktasında insanlar arasında sevgi, saygı, tolerans, hak eşitliği, evrensel kardeşlik ve bilimsel gelişmenin gerekliliğini kabul eder. ... Masonlara göre, bir masonun amacı her bakımdan gelişmiş, ideal bir insan olmaktır.
Başlangıcı Haziran 1717’de Londra'da bir araya gelen dört locanın, Londra Büyük Locasının kuruluşuna dayandırılsa da aslında kökenleri Orta çağa dek uzanır.
Orta çağda duvarcılık mesleğini beden çalışmasıyla ve elle yapan zanaatkârların kurmuş olduğu meslek birliklerinden ortaya çıkmıştır. Orta çağda katedral ve kiliseleri inşa eden duvar ustalarına mason diye hitap edilmiştir. Bu zanaatkârların mesleki sırları saklamaları için aralarında kullandıkları sembolik anlamlar taşıyan kelimeler ve rumuzlar olmuştur.
Aynı zamanda Tanrı'nın evini inşa ettikleri için halk ve din görevlileri arasında masonlar yani duvar işçileri kutsal olarak kabul edilmişlerdir. Aralarında Çırak, Kalfa ve Usta olarak belirlenmiş, becerilerine ve bilgi birikimlerine göre şekillenen bir derece sistemi mevcuttur. Birbirine bağlı localar şeklinde örgütlenen masonların dünyada 5 milyondan fazla üyesi bulunmaktadır.
Bugün günümüzde de gizlilik ve üyeler arasında derecelendirme mevcut olup masonluğun amaçları şöyle sıralanmış.
İnsanlar arasında ortadan kaldırılmasına olanak bulunmayan çeşitli farklılıkların, bir “ayırım ve çatışma nedeni” olmasının giderilmesi;
Bilgisizlik (cehalet) ve bağnazlık (taassup) ile savaşılarak toplumlarda bunların giderilmesi;
İnsanlığın gelişimini, giderek evrimini sağlayan her türlü ilkenin yaygınlaştırılması;
Bunların önderliğini yapabilecek nitelikte bireylerin yetiştirilmesi.
Dünya çapında ünlü masonlardan bazıları şunlardır. Churchill, Franklin D. Roosevelt, Lyndon B. Johnson, Theodore Roosevelt, Harry S. Truman, George Washington, Richard Nixon, William McKinley gibi isimler de mason! Oscar Wilde, Tolstoy, Voltaire, Walt Disney, John Wayne, Louis Armstrong, Leopold Mozart gibi daha pek çok bilim ve sanat insanının da mason olduğu belirtilmektedir.
Masonluk dünya üzerindeki tüm toplumların ve ayırımsız olarak tüm insanların özgürlük, eşitlik, kardeşlik ve dayanışma temeline dayalı barış, esenlik, güven ve mutluluk içinde yaşayabilmeleri için gerekli olan ortamın, koşulların ve karşılıklı anlayışın sağlanmasını amaçlayan bir örgüt olarak görünmektedir.
Fakat İllimünatı, Bilderber gibi gizli örgütlerle ve Siyonizm ile de ilişkili olup özellikle dünyayı yöneten süper zengin13 ailenin her üç gizli yapılanmadan başka tapınak şövalyeleri ve satanizmle de ilişkilendirilmesi kuşku uyandırmaktadır.
Bu yüzden insanlar masonluğa kuşkuyla bakanlar, bu kurumun birtakım gizli hatta kötü ya da onaylanmayan amaçlar peşinde koştuğu, dünyayı sömüren dev şirketlere hizmet edildiği söylemektedir.
Türkiye’de masonluk: Masonluğun Osmanlıya gelişi 2. Mahmut dönemine rastlamakta olup ünlü Osmanlı ve Türk masonlar şunlardır. Padişah V. Murad, Şehzade Nurettin Efendi, Sadrazam Koca Mustafa Reşit Paşa, Sadrazam Ali Paşa, Şeyhülislâm Mûsâ Kâzım Efendi, Maliye Nazırı Cavit Bey, devlet adamı ve şair Süleyman Asaf, Ankara Valisi Reşit Paşa, Büyük Millet Meclisi Reisi Kazım Özalp, Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras, Adalet Bakanı Hasan Menemencioğlu, Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati, Çalışma Bakanı Mümtaz Tarhan, Hava Kuvvetleri Komutanı Zeki Doğan Paşa, Kaya Paşakay, Demir Savaşçın, Salih Evcilerli, Remzi Sanver, Tunç Timurkan, Can Arpaç, Orhan Alsaç, Cavit Yenicioğlu, Hayrullah Örs, Kemalettin Apak, Ahmet Salih Korur, Mustafa Hakkı Nalçacı, Mehmet Servet Yesari, İTÜ Rektörü Mustafa İnan, Tıp Profesörü Besim Ömer Akalın, Namık Kemal, Şinasi, Ziya Paşa, Rıza Tevfik, Mehmet Emin Yurdakul, Ziya Gökalp, Reşat Nuri Güntekin, Ayhan Işık, Zeki Alasya, Adnan Oktar. Ayrıca üyeliğini açıklamayarak Masonluğunu gizli tutmayı seçmiş ünlülerin bulunduğu da bir gerçektir.
Atatürk yasakladı: Osmanlıdan cumhuriyete devam eden masonluğun Türkiye’deki büyük üstadına Atatürk nereye bağlı olduklarını sormuş, İtalya’da bir locaya bağlı olduklarını öğrenince de kuşkulanmıştır. Zaten Osmanlı döneminde Mısır’daki locaların İngiltere’deki localara, Suriye’deki locaların Fransa’daki localara bağlı çalışmasının, Osmanlının yıkılışında kısmen etkili olduğunu düşünen Atatürk, 1935 yılında mason localarını kapatarak mal varlıklarını halkevlerine devretti.
Fakat 1946’lardan sonra Türkiye ABD etkisine girince köy enstitülerinin işlevi kaldırılmış, mason locaları serbest bırakılmış ve milli eğitim fulbright anlaşmasıyla tamamen ABD’nin yönetimine bırakılmıştır. 1951’de parlamentoda mason localarının yasaklanması teklifi de ret edilmiş ve A. Menderes tarafından mal varlıkları da iade edilmiştir.